Şile’nin ilk akla gelen sembollerinden Şile Deniz Feneri, 1859 yılından günümüze denizcilere yol gösteriyor. Dünyanın aktif olarak görev yapan en büyük ikinci feneri, ülkemizin ise aktif en büyük feneri Kırım Harbi’nde, Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış. Taş kısmını Türk mimarlar tasarlarken, metal aksamı, mercek kristal sistemi Paris’ten getirilmiş
Fener kulesinin orijinal hali günümüze kadar korunabilmiş. Sekizgen şeklinde ve 110 cm kalınlığında taştan yapılmış olan kule, gündüz iyi görülebilmesi için siyah ve beyaz enlemesine bantlar çizilerek boyanmış. Etrafı çiçeklerle süslü olan fenerin tepesine 72 basamakla çıkılıyor. Fenerin geçmişten günümüze ulaşan eski aksamları, gaz lambaları, teknik cihazlar müze düzeninde sergilenmekte.
İlk yapıldığında ışık kaynağı olarak 3 fitilli gaz lambası kullanılan fener, 1968 yılında elektrikliğe çevrilmiş. Bir dönüşünü 120 saniyede tamamlayan fenerin ışığı, sekiz adet göz biçimli mercekten yayılırken, fenerin çalışması duvar saatlerinde kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşiyor. Dişli tertibatı bekçisi tarafından iki saatte kuruluyor.
Şimşekli deniz fenerleri grubunda olan Şile Feneri dakikada 4 defa çakıyor. Açık havalarda ışığı 35 mil mesafeye yayılıyor.