Otel ve Tatil Rehberi

Otel ve Tatil Rehberi

  1. Otel ve Tatil Rehberi
  2. Güneydoğu Anadolu
  3. Batman
  4. Hasankeyf

BATMAN HASANKEYF

BATMAN HASANKEYF

KALE

Kalenin eski çağlardan beri bir iskan yeri olarak kullanıldığı mağara yapılardan anlaşılıyor. Bizanslılar döneminde kale olarak kullanılmaya başlanmış. Yekpare taştan ve çok korunaklı olan yapı, üzerindeki tarihi eserleri ve kaleye çıkan yol üzerindeki zarif, muhteşem taş kapısıyla dikkat çekiyor. Kaleye doğudan merdivenli bir yolla ulaşılmış. Bu yolun hemen başında bulunan oyma taşlardan yapılmış kapının Eyyubiler’e ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmakta. Bu yolun üst tarafında da kısmen harap olmuş diğer bir kapı yer alıyor. Kalenin kuzeydoğu ucunda dev bir kule gibi yükselen Küçük Saray mevcut. Ayrıca kalede Ulu Cami, Büyük Saray yer alıyor. Kalenin dikkate değer özelliklerinden biri de, gerek Artuklular gerekse Eyyubiler döneminde buraya su çıkarılmış olması. Yüzyıllarca kale bu su ile hayat bulmuş. Bu suyun kesildiği olağanüstü zamanlarda kalenin kuzeyinde yer alan merdivenli yolla nehirden su alınmış.

 

 

BÜYÜK SARAY
Kalenin kuzeyinde Ulu Cami'nin altında yer alıyor. Büyük ölçüde yıkılmış ve göçükler altında kalmış. Yapının en önemli özelliği, binadan bağımsız, giriş kapısının karşısında dikdörtgen bir kulenin yükseliyor olması. Burası kesme taşlardan örülmüş, köprüde olduğu gibi taşlardan madeni kromplarla birbirine kenetlenmiş. Burasının gözetleme kulesi veya yıldırımlık görevi gördüğü tahmin ediliyor. Genel özelliklerinden dolayı Artuklular'a ait olduğu tahmin ediliyor.

 

KALEDEKİ ULU CAMİİ
Eyyubilerin Hasankeyf'teki ilk eseridir. 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşaa edilmiş. Yapı gibi minaresi de genellikle moloz taşlardan yapılmış. Minarenin kuzeyinde bulunan alçı süsleme ve kitabe dikkate değer. Cami minberinden günümüze ulaşan ahşap kitabe, yazısı ve oyma süsleriyle günümüze ulaşan nadir parçalardan biri.

 

KÖPRÜ

Tarihi kaynaklarda köprünün 1116 tarihinde Artuklu Fahrettin Karaaslan tarafından yapıldığı yazılı. Ancak Hasankeyf'in 638 yılında Müslümanlarca feth edildiği sırada bir köprüden bahsedilmekte. Bu nedenle köprünün antik bir temel üzerinde yapıldığı sanılıyor. Yapı, kemer açıklıkları itibariyle Ortaçağ'da yapılan taş köprülerin en büyüğü. Ortadaki büyük kemeri taşıyan iki orta ayağın arasındaki açıklık 40 metre. Doğu ve batıdaki küçük kemerler dışındaki ortadaki büyük kemerler tamamen yıkılmış durumda. Araştırmalara göre köprünün en büyük kemerin ortası ahşaptanmış. Düşman şehre saldırdığı zaman yerinden kaldırılır, düşmanın şehre girişi engellenirmiş. Bu özellik köprünün ömrünü kısaltmış. Köprünün önemli özelliklerinden biri de orta ayaklar üzerinde yer alan ve 12 burcu simgelediği tahmin edilen figürler. Bir ikisi dışında hepsi tahrip olmuş ve şekil olarak ne ifade ettikleri anlaşılmaz hale gelmiş. Köprünün ne zaman yıkıldığı bilinmiyor.

 

EL-RIZK CAMİİ
Dicle Nehri’nin doğusunda köprü ayağına yakın bir mevkide yer alıyor. Portal girişindeki kitabeden eserin, 1409 yılında Eyyubi Sultan Süleyman tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor. Bu gün camiden sadece minare sağlam kalmış. Kısmen yıkılmış portal giriş kapısında yer alan kitabenin altında, bitkisel süsler arasında Allah'ın 99 ismi yazılmış. Caminin önemli özelliklerinden biri, cami minaresinin çift yollu olması.

 

ZEYNEL BEY TÜRBESİ
Kısa bir süre Hasankeyf'de hakim olan Akkoyunlular'a ait tek eserdir. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Zeynel Bey'e ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmakta. Türbenin silindirik gövdesi üzerinde turkuvaz ve lacivert sırlı tuğla ve kuşaklar oluşturulmuş. Bu kuşaklarda sıra ile "Allah, Muhammed ve Ali" isimleri hayranlık verici bir şekilde yazılmış. İçeriden sekizgen bir özellik gösteren yapının mezar bölümü açılmış. Hasankeyf'teki birçok eser gibi yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Kendi türünün Anadolu'daki nadir örneklerinden olan türbenin, Hasankeyf'teki diğer eserlerle beraber koruma altına alınması ve restore edilmesi gerekiyor.


Popüler Yerler