Otel ve Tatil Rehberi

Otel ve Tatil Rehberi

  1. Otel ve Tatil Rehberi
  2. Ege
  3. Aydın
  4. Didim

Didim Apollon Tapınağı

Antik coğrafyacı Strabon, Didim’deki Apollon Tağınağı’nı dünyanın en büyük ve en görkemli tapınağı kabul eder. Ona göre tapınağın üst örtüsüz oluşu sonsuzluk ve ihtişamıyla bağdaştığı  ölçüde anlamlıdır. 

Pausanias ise daha somut bir bilgi sunar ve Apollon kutsal mekanının ilk İyon yerleşmesinden daha eski olduğunu yazar. H.Drerup, R.Naumann ve K.Tuchelt’in yaptıkları çalışmalar ise, Sten Llyod’un “sütunlardan oluşan bir orman” olarak tanımladığı Apollon Tapınağı’ndaki arkaik yapılaşmanın MÖ 8.- 7. yüzyıllara dayandığını işaret eder.
Antik dünyanın en önemli kehanet merkezlerinden biri olarak ünlenen tapınağın ithaf edildiği Apollon, Zeus ve Leton’nun oğlu, Ay Tanrıçası Artemis’in de ikiz kardeşidir. Güneş, ışık, müzik ve kehanet tanrısı olan Apollon, kökeni Hititler’e dek uzayıp giden bir Anadolu Tanrısı’dır.

Tanrı Apollon bir gün, Didim yöresinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar; ondan çok hoşlanır ve ona kehanetin sırlarını öğretir. Çoban Brankhos, Apollon’a ithaf edilen ilk tapınağı, bugün Apollon Tapınağı’nın yerinde bulunan defne ormanıyla su kaynağının yanında inşa eder. Zaman içinde Brankhos soyundan gelenler “Brankhidler” olarak anılırlar ve çok uzun bir süre Apollon Tapınağı’nın yöneticiliğini yaparlar. “Didyma”, “Brankhitler Ülkesi” anlamın geldiği üzere “Brankhidai” olarak da adlandırılmaktadır. 
6. yüzyılda Milet ile Didim arasında “kutsal yol” yapılmış; Apollon’un tunç heykeli tapınağa hediye edilmiştir. Bu heykel Milet sikkelerinde de yer almaktadır. İyonik düzendeki tapınak, 38x85 m. boyutlarındadır.

Panormos Limanı’ndan denize açılacak tüccar ve askerler Apollon Tapınağı’nda fal baktırır, tanrılara kurban sunarlarmış. Bir söylenceye göre Büyük İskender, Didim’e geldiğinde uzun yıllar önce kurumuş olan bir çeşmeden fışkıran sular, Büyük İskender’in Baş Tanrı Zeus’un oğlu olduğunu duyurmuş. Heredot, MÖ 6. yüzyılda Mısır Kralı II. Necho ile Lidya Kralı Kroisos’un Didim Tapınağı’na adaklar sunduklarını yazmıştır. Strabon, tapınağın en pahalı adak eşyalarıyla süslendiğini belirtir. Kutsal avluya inilen kapıların arasında yer alan 70 ton ağırlığındaki tek parça mermer blok, dünyanın en büyük mimari elemanı olduğu tahmin ediliyor. Dört yanından basamaklarla çıkılan bir platform üzerinde çift sıra oturtulmuş 124 sütunla çevrelenen anıtsal yapıt, birkaç bölümden oluşmakta. Tapınak, MÖ 494’te Lade Deniz Savaşı’nın hemen ertesinde, Kral Dara yönetiminde Miletos’a saldıran Perslerce tahrip edilmiştir. Apollon’un Kanakhos tarafından yapılan tunç heykeli İran’a götürülmüştür. Tapınağın yeniden yapımı ise Büyük İskender’in Pers zaferi sonrasına rastlamaktadır. MÖ 300’de başlayan yeniden yapım çalışmaları uzun yıllar boyunca sürmüştür. Yapımı MS 2. yüzyıl ortalarına dek süren görkemli tapınak, yine de tam olarak bitirilememiştir. Yapının yeniden yapımınnda görev alan mimarlar Ephesoslu Paionios ile Miletoslu Daphnis’dir. Paionios, Efes’teki Artemis Tapınağı’nın da mimarıdır. Tapınağın yapımına katkıda bulunan Suriye Kralı Seleukhos, Erbetana’ya götürülen Apollon heykelini geri getirtmiştir. 

Yeniden yapıldığı üzere bugünkü formunu alan tapınağın boyutları yaklaşık 109x51 metredir.
Yapının ortasında bulunan, zamanında yalnızca rahip ve kahinlerin girebildikleri 53x21 m. boyutlarındaki “Sella Kutsal Alanı”, günümüzde konser ve sanat organizsyonlarına ev sahipliği yapıyor.

Sella Kutsal Alanı’nı çevreleyen duvarlar üzerinde yerleştirilmiş olan ve Afrodisias Heykel Okulu sanatçılarının imzasını taşıyan “Griffon'” adlı mitolojik yaratıkların Apollon hazinelerini bekledikleri inanışı yaygındır. Griffon’ların baş ve kanatları kartal, gövdeleri ise aslan biçimindedir.

Anadolu’da bulunan bu en büyük İyon tapınağının insan ve hayvan kabartmalarıyla süslenmiş taş duvarları; ustalıkla işlenmiş 17.5 m. yüksekliğindeki 3 adet İyon sütunu kalıntısı ve merdivenleri görülmeye değer güzelliktedir. Bir Roma efsanesine göre gözleriyle baktığı kişiyi taş haline getiren Gorgon kızkardeşlerden Medusa’ya ait baş kabartması çok değerlidir. Didim ve Apollon Tapınağı’nın sembolü kabul edilen Medusa kabartması, heykeltraşının yorumuna göre en güzel görünümlü olanıdır. Aslında Medusa, mitolojik yaratık olan kızkardeşlerin en kötü yüreklisidir. Saçları yılan şeklindeki kız, sivri dişli ve çok çirkindir; baktığı herşeyi taşa çevirir Antik dönemde kötülüklerden korunma amacıyla yapı ve süslemelerde bol miktarda kullanılmıştır. 7 basamaklı bir taban üzerinde yükselen tapınak; dar yüzlerde 2 sırada 10 ve uzun yüzlerde 2 sırada 21 adet olmak üzere 62 sütun ile çevrilmiştir. Bunlardan 19.4 m. yüksekliğindeki üç sütun komple ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Pranaos kahinlerinin Apollon’un sözlerini halka bildirmek için toplandıkları anıt kapı arkasındaki iki sütunlu salon, bu salondan 22 mermer basamakla inilen ve içinde bir kutsal kuyu bulunan Sekos (bahçe) ve Naisekos olmak üzere çeşitli bölümlere ayrılmştır. 

Didyma, iki yanında yatan aslan ve oturan adam heykelleri bulunan mermer döşeli kutsal bir yolla Milet’e bağlanırdı. Kafile, nisan ve mayıs ayı ortalarında Apollon Tapınağı’ndaki ayinler için Milet’ten yola çıkardı. Büyük bir ihtimalle başlangıçta “Delfinion” (Apollon Kutsal Alanı) önünde başlayan tören, deniz yoluyla devam ediyor; yolculuk, bugünkü Mavişehir’de bulunan Panormos Limanı’nda kara yolculuğuna dönüşüyordu. Milet’in kutsal kapısında başlatılan törenlerde, 4 gün süren yolculuk boyunca ilahiler söyleyen grup, “istasyon” adı verilen bazı noktalarda dinlene dinlene yol alıyordu. Artemis Kutsal Alanı’nda toplanan kalabalık, Apollon Tapınağı’na varınca büyük tören de başlıyordu.
Apollon Tapınağı’na kadar olan yolun son 2 km.’sinde, çift taraflı olarak, koltukta oturan Brankhid rahip, rahibe ve aslan heykelleri bulunuyordu. Bu heykellerden biri (Brankhidai) halen Londra’daki British Museum’da sergilenmekte.

Apollon Tapınağı’nın güneyinde gymnasium bulunuyor. Tapınağın güney basamakları aynı zamanda stadyumun oturma sıraları. Burada Tanrı Apollon adına yarışma ve oyunlar düzenlenirdi.. Milet’ten tayin edilen memurlarca idare edilen ve bir tapınaktan çok kehanet merkezi olan Apollon Tapınağı, Efes Artemis ve Sisam Hera Tapınağı’ndan sonra Antik Çağ’ın üçüncü büyük yapısıdır. 

Bergama ve Romalıların hakimiyetindeyken de çeşitli eklerin yapıldığı tapınak Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır. Bizans döneminde çıkan bir yangın ve 14. yüzyıla denk düşen büyük deprem sonucunda yapı, yıkıntıya dönüşmüştür. 1858’de İngilizler, 1872’de Fransızlar ve 1904’de Almanlar tarafından gerçekleştirilen arkeolojik kazılar sonucunda Apollon Tapınağı’nın tamamı günışığına çıkarılmıştır.


Popüler Yerler