Çok çok eskiden Çökelez Dağı eteklerinde fakir oduncu bir aile yaşarmış. Bu ailenin kızı o kadar çirkinmiş ki; insanlar onu görünce yollarını değiştirirlermiş. Fakirliği, genç kızın umurunda bile değilmiş ama çirkinliği canına tak etmiş. Çökelez Dağı’nın eteklerinden kendini boşluğa bırakmış. Su ve tortu dolu havuza hızla düşmüş; uzun süre su içinde baygın kalmış. O esnada su çirkin kızı güzelliğe boğmuş. Oradan geçmekte olan Denizli Beyi’nin oğlu, kanlar içindeki güzel kızı görmüş. Atına aldığı oduncu kızı alıp evine götürmüş. Kız iyileşmiş; beyin oğluyla evlenmiş. O günden sonra kadınlar güzelleşmek için Pamukkale kaplıcalarını ziyaret etmeye başlamış. O gün bugündür güzelleşmek isteyen tüm kadınlar bu suyun içine atarlar kendilerini.