Alanya Kalesi
Alanya Kalesi, 1225 yılında Roma kale kalıntılarının yerine Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış.
83 kule ve 140 burcu olan, üç sıra surlarla çevrili yapı, iç ve dış kale bölümlerinden oluşuyor. Aya Yorgi Kilisesi, Kanuni Sultan Süleyman Camisi, Akşabe Sultan Türbesi, Selçuklu Hamamı, Arasta, Bedesten, Sitti Zeynep Türbesi, Sultan Alaaddin Sarayı, irili ufaklı sarnıçlar, deniz feneri ve zindandan oluşan kale gerçek bir tarih hazinesi.
Selçuklu Tersanesi
1228 yılında yaptırılan tersane, 56,5 m. uzunluğunda, 44 m. derinliğinde. Tersane güneyden gelebilecek tehlikelere karşı iki katlı, iki odalı bir kule ile güçlendirilmiş.
yor. Evliya Çelebi, binanın Bektaşi tekkesi olduğundan bahsediyor. Sitti Zeynep hakkında kesin bir bilgi yok. Türbede mezarı bulunan kişinin bir eren olduğu sanılmakta. Antik çağda türbenin bulunduğu kayanın içine ikişer metre uzunluğunda üç lahit oyulmuş. Antik mezarlar, bir dönem su deposu olarak da kullanılmış.
Kızıl Kule
Adını alt ve üst kısımlarındaki kesme taşlardan alan Kızıl Kule, 1226 yılında yapılmış.
Bugün bile sapasağlam ayakta duran kulenin doğu cephesi ile batı cephesi arasında, tabanın konumu nedeniyle 2 metrelik yükseklik farkı var. Sekizgen şeklindeki kule beş katlı. Zemin katın ortasından yukarı doğru beşinci kata kadar yükselen bir bölüm bulunuyor. Su sarnıcı görevini üstlenen bu bölüm, kulenin omurgası durumunda. Zemin kat etnografya müzesi olarak hizmet veriyor.
Bedesten
Kale içinde yer alan yapının 14. ya da 15. yüzyılda Karamanoğulları döneminde çarşı veya han olarak yapıldığı sanılıyor. Kesme taştan dikdörtgen planlı bir yapı olan bedestenin 26 odası var. 13 metre genişliğinde 35 metre uzunluğunda bir avluya sahip olan tarihi bina günümüzde otel olarak kullanılıyor. İçinde bir de sarnıç barındıran bahçe kale surlarına, denize ve Toros Dağları’na hakim manzarasıyla gezilmeye değer.
Akşebe Sultan Mescidi
Akşebe Sultan, Alanya kalesinin ilk kumandanlarından. Mescit 1230 yılında yaptırılmış. Batısında kendine özgü mimarisi olan bir minare yer alıyor.
Ehmedek
Kalenin kuzey yamacında Bizans döneminden kalan küçük kalenin yerine Selçuklu döneminde "orta kale" olarak yeniden inşa edilmiş. Giriş kapısındaki kitabeden 1227 yılında yapıldığı anlaşılmakta. Adını, Selçuklu döneminin inşaat ustası "Ehmedek"ten aldığı sanılıyor. Üçer kuleli iki bölümünden oluşan orta kale, kara saldırılarına karşı stratejik bir yerde ve aynı zamanda sultanın sarayının bulunduğu iç kaleyi de koruyacak konumda. Kulelerin günümüze kadar gelen duvarları Bizans döneminde kayalardan yontularak yapılmış. Orta kalenin içindeki üç sarnıç halen kullanılmakta. Kale duvarlarında Selçuklu döneminden kalma gemi resimleri var.
Darphane
Yarımadanın ucunda, uzunluğu 400 metreyi bulan sarp kayalıklarda bulunan yapılar halk arasında “Darphane” adıyla anılıyor. Adının aksine kesme taştan inşa edilmiş yapılarda hiç para basılmamış. 11. yüzyıldan kalma taş yapıların kilise ve manastır olarak kullanıldığı düşünülüyor. Kilisenin kubbesi halen ayakta. Kayaların üstünde bir de sarnıç bulunuyor. Darphane’ye denizden çıkış oldukça zor ve tehlikeli. Yapının özellikle denizden görünüşü oldukça etkileyici.
Alara Han
Alanya-Manavgat sınırını oluşturan Alara Çayı'nın denizden 9 km. kuzeyinde inşa edilmiş. Alanya' ya 35 km. uzakta olan Alara Kervansarayı,1232 yılında Sultan Alaaddin Keykubat tarafından 2000 m2 lik bir alanda tamamen kesme taşlardan yaptırılmış. Alara Han, nöbetçi kulübesi, bugün bile tüm özelliğini koruyan çeşmesi, mescidi ve hamamı ile görülmeye değer bir eser.
Süleymaniye (Kale) Camii
Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan cami, 16. yüzyılda bir Selçuklu tapınağının üzerine inşa edilmiş. Kapı ve pencerelerdeki ağaç bölümler Osmanlı ağaç işlemeciliğinin en güzel örneklerinden.
Andızlı Camii (Emir Bedrüddin Camii)
Günümüzde Andızlı Camii olarak bilinen yapı, adını hemen yanındaki andız ağacından almış.1227 yılında Emir Bedrüddin tarafından yaptırılan caminin kesme taşlardan yapılan minaresi ilgi çekici. Minberi oymacılık sanatının en güzel örneklerinden.
Şarapsahan Kervansarayı
Alanya - Antalya asfaltının 15. kilometresinde yolun üst kısmında yer alıyor. Yaklaşık 850 m2 lik bir alan üzerinde, Sultan Alaaddin Keykubat'ın oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev ‘in emriyle 1236 - 1246 yılları arasında yapılmış.
Sinek Kalesi
Elikesik köyü yakınlarındaki Sinek Kalesi, aslında bir antik kent. Sinek Kalesi ismi köylüler tarafından verilmiş. Kazı çalışmaları yapılmayan gizemli kentin kalıntıları zor bir tırmanıştan sonra görülebilir. Deniz tarafına ilerlediğinizde harika bir Alanya manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Açık havalarda Gazipaşa’dan Manavgat’a kadar uzanan geniş bir alanı görmeniz mümkün.
Sitti Zeynep Türbesi
Kaleye çıkan yol üzerinde, büyük bir kayanın üzerinde yer alan türbenin Selçuklu ya da Osmanlı döneminden kaldığı tahmin ediliyor. Yapı,kare planlı ve kubbeli iki odadan oluşuyor. Evliya Çelebi, binanın Bektaşi tekkesi olduğundan bahsediyor. Sitti Zeynep hakkında kesin bir bilgi yok. Türbede mezarı bulunan kişinin bir eren olduğu sanılmakta. Antik çağda türbenin bulunduğu kayanın içine ikişer metre uzunluğunda üç lahit oyulmuş. Antik mezarlar, bir dönem su deposu olarak da kullanılmış.
Darphane
Yarımadanın ucunda, uzunluğu 400 metreyi bulan sarp kayalıklarda bulunan yapılar halk arasında “Darphane” adıyla anılıyor. Adının aksine kesme taştan inşa edilmiş yapılarda hiç para basılmamış. 11. yüzyıldan kalma taş yapıların kilise ve manastır olarak kullanıldığı düşünülüyor. Kilisenin kubbesi halen ayakta. Kayaların üstünde bir de sarnıç bulunuyor. Darphane’ye denizden çıkış oldukça zor ve tehlikeli. Yapının özellikle denizden görünüşü oldukça etkileyici.